Hepatit C Virusu ilk olarak 1989 yılında keşfedilmiş, tedavisi ise 1998 yılında başlamış bir viral hastalıktır.
Dünya’da çeşitli coğrafyalarda yayılım gösteren, genotip olarak adlandırılan 7 alt tipi ve bunlara bağlı olarak 67 subtipi mevcuttur. Ülkemizde yaygın olan alt tip genotip 1’dir. Maalesef genotip 1’de karaciğer sirozuna ilerleme riski diğer genotiplere oranla yüksektir.
Virus insanlara bulaş sonrası hepatosit olarak adlandırılan insan karaciğer hücrelerine yerleşir ve orada çoğalmaya devam eder. İlk bulaşma sonrası akut enfeksiyon oluşur. Bu dönemdeki hastalarda çoğunlukla herhangi bir klinik semptom olmamaktadır. Yüzde 10-15 lik bir hasta grubunda halsizlik, bulantı ve sağ üst kadranda yani karaciğer bölgesinde hafif ağrı olabilmektedir. Bu dönem 2-12 hafta kadar sürebilmektedir. Her ne kadar halk arasında bulaşıcı sarılık olarak bilinse de virusun ilk alındığı dönemde dahi sarılık yüzde 2 civarında gözlenmektedir.
Akut dönem sonrası ise maalesef virusu alan hastaların karaciğer hücrelerinde virusun yaşamına devam etmesi sonucu kronik bir hal alması 75-85 civarındadır. Yani virus bulaşan her 10 hastadan 8 inde kronik Hepatit C Virus Enfeksiyonu gelişmektedir.
Peki bu enfeksiyon hastada kronikleşirse ne olur?
Yapılan çalışmalar göstermektedir ki HCV ile kronik olarak enfekte hastalarda 20 yıl içerisinde karaciğer sirozu gelişme oranı %10-20 arasındadır. Ayrıca siroz dışında hepatosellüler karsinoma (HSK) yani karaciğer kanserine neden olabilmektedir.
Ülkemizdeki karaciğer nakillerinin %15’inden, ileri evre karaciğer sirozu vakalarının yüzde 18’inden, HSK (karaciğer kanseri) vakalarının ise %20 ‘sinden Hepatit C Virus Enfeksiyonu sorumludur. Dünyada sirozun %27’si, HSK’nin %25’i HCV ile ilişkilidir
Kronik Hepatit C Virus ne sıklıkta görülmektedir?
Yapılan çalışmalarda dünyada herhangi bir zamanda görülme sıklığı yüzde 2-3 arasındadır. Mısır gibi bazı ülkelerde ise görülme sıklığı %12 lere kadar çıkmaktadır.
Ülkemizde görülme sıklığı %1 ile %1.9 arasındadır. Yani her yüz kişiden 1’i veya 2’si bu virus ile enfektedir. Aksaray nüfusuna oranlarsak Aksaray ilinde 2019 nüfus verilerine göre 412172 kişi yaşamaktadır, yani Aksaray ilinde beklenen Kronik Hepatit C hasta sayısı 4000-8000 arasındadır.
Son 4 yıllık hastane verileri tarafımca incelenmiş ve Kronik Hepatit Enfeksiyonu tespit edilen hasta sayısı 57 olarak bulunmuştur. Bu durum göstermektedir ki vatandaşlarımızın pek çoğunun bu hastalıktan, bu hastalığın risklerinden fakat en önemlisi bu hastalığın kalıcı tedavi imkanlarının mevcut olduğu hakkında yeterli bilgiye sahip değildir.
Kronik Hepatit C Virus hangi yolla bulaşmaktadır?
Hepatit C virus bulaşında ana bulaş yolu kan ve kan ürünleri yoluyladır. Bu gruba damardan uyuşturucu kullanımı, cerrahi işlemler, güvenli olmayan enjeksiyonlar, kan transfüzyonu (kan nakli), tatuaj (dövme), piercing, akupunktur, sünnet, hacamat, sağlık çalışanları için iğne batması gibi mesleki maruziyetler, berber ve kuaför hizmetleri gibi kan temas riski olan durumlar dahil edilebilir.
İkinci bulaş yolu cinsel temastır. Hepatit C Enfeksiyonunda cinsel temas ile bulaş yolu son yıllarda tartışma konusudur. Yine de cinsel yol ile bulaş konusunda tedbirli olmak ve riskli cinsel temaslardan kaçınmak gerekmektedir.
Üçüncü bulaş yolu ise doğum esnasında anneden bebeğe bulaş şeklindedir. Ayrıca aile içi tespit edilemeyen bulaş yolları da mevcuttur.
Hepatit C Virus Enfeksiyonu sarılma, öpüşme, aynı tabaktan yemek yeme, aynı havlu kullanımı gibi yollarla bulaşmamaktadır. Hasta kişinin jilet, diş fırçası, tırnak makası gibi kan temas riski olan kişisel kullanım aletlerini ortak kullanmaması ile aile içi bulaştan korunulabilmektedir.
Bulaş yolları açısından riskli davranışlar sergileyen veya risk grubunda yer alan mesleklerden birini icra eden grupların senede bir defa tetkik yaptırması önerilmektedir.
Hepatit C virus Enfeksiyonundan nasıl korunabilirim?
HCV Enfeksiyonunda, maalesef Hepatit B Virus’u gibi koruyucu bir aşı bulunmamaktadır. Bulaş yollarını bilerek bu açıdan riskli davranışlar sergilememek, eğer risk grubunda ise Hepatit C için gerekli kan tetkiklerini yaptırarak bu hastalıktan korunabiliriz.
Hepatit C Enfeksiyonunda tanı nasıl konulmaktadır?
Hepatit C Enfeksiyonu tanısı için aile sağlığı merkezleri ve hastanelerde Anti-HCV denilen bir tetkik yapılmaktadır. Bu test hastanın Hepatit C virusuna karşı oluşturduğu antikorları tespit etmektedir. Bunun yanında karaciğer fonksiyon testi olarak ALT testine de bakmak gerekir. Anti-HCV pozitif saptanan hastalardan kandaki virüs yükünü yani kabaca kandaki virus seviyesini ölçmek için HCV-RNA testi istenmektedir. Bu tetkik ilimizde yalnızca Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılmaktadır. Her Anti-HCV pozitif hasta mutlaka hasta anlamı taşımayıp yalancı pozitiflik dediğimiz durumlar olabildiğinden HCV-RNA tetkikinin bu hastalarda mutlaka bakılması gerekmektedir.
Kronik Hepatit C Virus Enfeksiyonunun tedavisi mümkün mü?
Evet. Daha önceki yıllarda tedavi haftalık enjeksiyon ve günlük hap kullanımı ile ve yaklaşık 1 yıl boyunca devam etmekteydi ve tedavi yanıtları günümüzdeki tedavilere oranla düşüktü.
Tıp ve ilaç sektöründeki gelişmelere paralel olarak özellikle son yıllarda doğrudan etkili antiviraller dediğimiz ilaç grupları keşfedilmiş ve gerekli yasal onayları alarak dünyada kullanıma girmiştir.
Şu an kronik Hepatit C Enfeksiyonu yaklaşık 2 aylık bir hap tedavisi ile yüzde 95 ‘in üzerinde kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir. Maliyeti oldukça yüksek olan bu tedavi Sosyal Güvenlik Kurumunca tetkikler sonrası ilaç raporu ile ödenmektedir. Ülkemizde Hepatit C tedavisi ve takibi Enfeksiyon Hastalıkları (İntaniye) ve Gastroenteroloji bölümlerince yapılmaktadır.
Dr.Öğrt.Üyesi Fatih KAYA
Aksaray Üniversitesi Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.